Karaciğer Kistleri

1) Karaciğerin Parazitik Olmayan Kistleri

Karaciğer Basit Kistleri

Seröz sıvı ile dolu, intrahepatik biliyer duktuslar ile ilişkisi olmayan kistik lezyonlardır. Çapları birkaç mm olabileceği gibi 20 cm ve üzeri çaplara da ulaşabilirler. Bölmelenmeleri yoktur, kistler uniloküler doku özelliğindedir.

US ve BT taramalarında yetişkin popülasyonda yüzde 3 sıklıkta görülmektedir. Asemptomatik (belirtisiz) ve komplike olmayan olgularda kadın / erkek oranı 1.5/1’dir. Buna karşılık komplike ve semptomatik olgularda aynı oran 9/1’dir. Tanı koydurmada en etkin görüntüleme yöntemi US’dir. Komplikasyonları nadirdir, en sık görüleni kist içine kanamadır.

Karaciğer Kistadenomu

Nadir tümörlerdendir. Malign potansiyeli ve nüks etme özellikleri vardır. Kistadenomlar tek, büyük, çapları 10-20 cm kadar olan lezyonlardır. Oldukça nadirdirler. Basit kistlere oranla 20 kat daha az görülürler. Genellikle 40 yaşından büyük kadınlarda ortaya çıkarlar. Karında ağrı, rahatsızlık hissi ve şişkinlik; iştahsızlık ve bulantı yakınmalarına yol açar. Tanı US ve BT ile konulur. Tedavisinde tek seçenek total eksizyondur.

Multiple Karaciğer Kistleri ve Polikistik Böbrek Hastalığı

Erişkin polikistik böbrek hastalığı sıklıkla multiple karaciğer kistlerine eşlik eder. Karaciğerdeki kistler hem mikroskopik hem makroskopik olarak basit kistler gibidir, tek farkı kistlerin çok sayıda olmasıdır.

US ve BT ile hem karaciğerde hem de böbreklerde çok sayıda içi sıvı dolu, keskin sınırlı, yuvarlak ya da oval kistler izlenir. Kistler yavaş olarak büyürler. En önemli komplikasyon bakteriyel enfeksiyondur. Özellikle böbrek nakli yapılıp immunsüpresif kullanan olgularda ortaya çıkar.

Konjenital Hepatik Fibrosis

Geniş fibrotik portal alanlar ve içlerinde çok sayıda safra duktulusu içeren portal hipertansiyon nedeni olan, genetik geçişli konjenital bir malformasyondur.

Otozomal resesif geçişlidir, her iki cinstede eşit sıklıkta görülür. Oldukça nadir görülür. Klinik tablosunda doğuştan itibaren başlayan portal hipertansiyon vardır. Hastalık genellikle ilk gastrointestinal kanamadan sonra 5-20 yaşlar arasında tespit edilir. Buna karşılık tüm yaşam boyunca hastalık sessiz kalabilir.

Caroli Sendromu

Segmental safra yollarının multifokal dilatasyonu ile ortaya çıkan konjenital malformasyondur. Otozomal resesif geçer ve renal malformasyonlar ile birlikte görülebilir. Doğuştan itibaren olmakla birlikte hayatın ilk 5-20 yılında sessizdir. Asemptomatik olgularda tesadüfen US ile tespit edilebilir. Semptomatik olgularda tabloya bakteriyel kolanjit hakim olur. Klinik tabloda karın ağrısı ve sarılık olmaksızın ateş vardır. US ve BT ile karaciğer içerisine dağılmış çok sayıda kist tespit edilir. Beraberinde safra yolları genişlemiş olabilir.

Spesifik kolanjit ve portal hipertansiyon komplikasyonlarına yönelik tedaviler dışında parçalı yerleşimli olgularda hepatik rezeksiyon uygulanır. Yaygın hastalık durumunda karaciğer transplantasyonu endikasyonu vardır.

Karaciğerin sık görülen kistlerinde tedavi seçenekleri: Basit kistlerde tekrar sıvı birikimi hızlı olduğundan, neoplastik olanların eksize edilmesi gerektiğinden aspirasyon endikasyonu çok sınırlıdır. Buna karşılık küçük kistlerin aspire edilmesi ve içine alkol enjeksiyonu uygulanması ile elimine edilmeleri mümkündür. Büyük semptomatik kistlerde alkol enjeksiyonu ile eradikasyon mümkün değildir. Bu kistler için en etkin yöntem laparoskopik unroofing işlemi (kistin yaklaşık yüzde 30-40 kadarki süperfisiyal bölümünün eksizyonu) ve gerekirse omentoplastidir. Multiple kistler genellikle tedavi gerektirmezler, ancak semptomatik (abdominal ağrı, obstrüktif sarılık) çok büyük polikistik karaciğer hastalığı olan olgularda yüzeyel kistlere uygulanacak unroofing işlemi ve derin kistlerle yüzeyel kistler arasına açılacak pencerelerle kist sıvılarının abdominal drenajı sağlanabilir, bu yolla karaciğer boyutları yaklaşık yarısına indirilebilir. Renal transplantasyon adayı olan olgularda eş zamanlı olarak karaciğer transplantasyonu planlanabilir.

2) Karaciğerin Parazitik Kistleri 

Karaciğer Hidatik Hastalığı

Genellikle gelişmekte olan ülke popülasyonlarını etkileyen paraziter bir hastalıktır. İnsanlarda en sık görülen form hidatik hastalıktır.  Echinococcus granulosus’un yetişkin evresinin asıl konağı köpeklerdir. Evcil geviş getiren hayvanlar (koyun, sığır ve deve) parazitin metasestod evresi için ara konak durumundadırlar.

Olguların yüzde 40-80’inde tek organ tutulmuştur ve soliter kist vardır. Etkilenen primer organ olguların yüzde 70’inde karaciğerdir ve kist karaciğerin sağ lobuna yerleşmiştir. İkinci en sık tutulan organ akciğerlerdir. Kadın ve erkeklerde eşit oranda görülür. Kistler küçük iyi sınırlı, dejenere ya da kalsifiye ise ya da lokalizasyonu nedeni ile önemli bir patolojik duruma yol açmıyorsa uzun süre asemptomatik kalırlar. Olguların yüzde 40-60’ında hastalık sessizdir ve kistler tesadüfen saptanır. Ani semptomlar kistin travmatik ya da spontan rüptüründen sonra görülür.

US, BT ve magnetik rezonans (MR) incelemeleri kist boyut ve özelliklerini vizüalize eder

ELİZA gibi spesifik tetkikler oldukça yüksek doğruluk oranları ile tanı koydurabilmektedir.

İnsandaki Echninokok kistleri için maksimum yaşam süresi 53 yıl olarak tespit edilmiştir.

Rüptür spontan ya da travmatik olarak gelişebilir. Diyafragmaya komşu lezyonlar plevraya ve akciğerlere rüptüre olabilir, burada sekonder kistlere yol açabilir. Rüptür safra yolları içine olduğunda küçük veziküllerin ve kist membranının safra yolları içine geçmesi ile kolestatik sarılık gelişir.

Mebendazol ve daha yeni geliştirilmiş olan benzimidazol karbamat (albendazol) insan intestinal helmintihiasislerinin tedavisi için geliştirilmişlerdir. Albendazol 10-15mg/kg/gün dozunda ikiye bölünmüş fraksiyonlar halinde uygulanır. Her iki benzimidazolde de yan etkiler uzun süreli ve yüksek dozda kullanımlarından sonra çıkar. Karaciğer fonksiyon bozuklukları, lokopeni ve alopesi görülebilir. Konservatif girişim olarak marsüpiyelizasyon, basit drenaj ve parsiyel ya da totale yakın kistoperikistektomi sayılabilir. Radikal cerrahi girişimlerde ise perikistik doku ile birlikte tüm parazitik materyal çıkartılır. Uygulanan girişimler total perikistektomi ya da karaciğer rezeksiyonudur. Laparoskopik cerrahi deneyimleri arttıkça, laparoskopinin karaciğer cerrahisindeki rolü de giderek artmıştır. Açık cerrahi girişimlerden farksız olarak, aynı prensiplere bağlı kalarak gerek konservatif gerekse radikal işlemler laparoskopik olarakta uygulanabilir. US ya da BT eşliğinde perkütan dreanaj uygulanabilir. Genel olarak kabul edilen evre 1 ve 2 kistler için ayrıca evre 3 kistlerin bir bölümü için uygundur. Solid materyal içeren ya da enfekte kistlerde kontrendikedir.

Alveolar Hidatik Hastalık

Görünümleri malign tümörlere benzer. Agresif seyirleri nedeniyle genellikle ölüme neden olurlar. Çok daha agresif seyreden E. multilocülaris ya da alveoler hidatik hastalığın tedavisi mümkün olduğu her zaman rezeksiyondur.