Mide tümörleri benign ve malign olmak üzere iki gruba ayrılır.
Midenin benign tümörleri arasında en sık görüleni poliplerdir. En sık komplikasyonu kanamadır.
Mide poliplerinin %70 – 80’ini oluştururlar. Hiperplastik poliplerde atipi nadir olarak görülür. En sık komplikasyonu %20 oranında görülen kanamadır. Endoskopi esnasında hiperplastik polip saptanırsa, endoskopik eksizyon yapılır ve histolojik incelemede bir özellik görülmezse tedavide tamamlanmış olur.
Hiperplastik poliplere göre daha az görülürler. – 20 oranında kanser riski taşırlar,2 cm.den büyük poliplerde kanser riski çok yüksektir. Atipi oldukça sık görülür. Pediküllü adenomatöz polipler endoskopik eksizyonla, sesil olanlardan da multipl biyopsiler alınarak histolojik tetkik yapılmalıdır ve tedavisi ona göre düzenlenmelidir.
İki cm.den küçük ve saplı polipler endoskopik olarak çıkarılır, fakat2 cm.den büyük ve sesil polipler histolojik inceleme yapıldıktan sonra patoloji sonucuna göre tedavi edilirler.
Midenin daha çok düz adelesinden çıkan bu tümörler submukozal veya intramural yerleşimlidirler. Bu tümörler çoğunlukla tektir ve daha çok midenin distal kısmında yerleşirler. Leiomyomalar bazen lümene doğru bazen de mide duvarı içine doğru büyürler ve tümörün üzerinde mukoza intaktır.5 cm.den büyük tümörler belirti verirler. Lümene doğru büyüyen tümörlerin üzerinde ülserasyon oluşursa kanamaya neden olabilirler. Baryumlu mide grafisi, batın tomografisi ve gastroskopi ile tanı konur.
Tedavi lezyonun yerine ve büyüklüğüne göre planlanır ve tümör enüklasyon ile çıkarılır. Frozen section’da leiomyosarkom saptanırsa tedavisi malign mide tümörlerindeki gibi yapılır.
Asemptomik bir tümördür. Semptom vermedikçe tedavi gerektirmez.
İntramural yerleşimli gastrik benign tümörlerden nörojenik tümörlerin %70’i nörilemmoma ve %20’si de nöroblastomdur. Vasküler tümörler anjioma ve endotelioma çok nadir olarak görülürler. Vasküler ve nörojenik tümörler kanamaya sebep oluyorlar ise lezyonun eksizyonu gerekebilir.
Ektopik pankreas midede çoğunlukla pilora 6-7 cm.lik mesafede yer alır. Nadiren 4cm.den büyüktür. Sesil ve lastik sertliğindedir. Submukozal yerleşimlidir ve histolojik olarak normal pankreas yapısındadır. Kanama yaptığında “Wedge” rezeksiyon yapılabilir.
Cilt kanserinden sonra erkeklerde en sık rastlanan kanserlerden biridir. Mide kanseri kadınlara göre erkeklerde iki kat daha fazla görülmektedir.
Diyette bulunan nitratlar, nitritlere onlarda kanserojen etkiye sahip olan nitrözaminlere dönüşerek mide kanseri oluşumunu sağlamaktadır.
Nişastalı gıdalar tütsülenmiş ve kömürde kızarmış et veya balık ve turşu gibi yiyecekleri fazla tüketen toplumlarda mide kanseri fazla görülür. Yemeklerden tuzun çıkarılması mide kanseri oranını düşürmektedir.
Pernisiyöz anemisi bulunanlarda aklorhidri nedeniyle nitrözamin yapımı artar ve mide kanseri için zemin hazırlar.
Derin dondurucuda saklanan gıdalardaki nitratlar nitrite dönüşemez, dolayısı ile gıdaların soğutucuda saklanması koruyucu rol oynar.
Adenomatöz polipler –20 oranında kanser riski taşırlar.
Klinik
Mide kanserindeki semptomlar, neoplastik olmayan mide hastalıklarındaki gibidir. Bu nedenle tanı gecikmektedir. Bazı hastalarda gaitada gizli kan pozitiftir. En sık semptomlar kilo kaybı ve epigastrik ağrıdır, ağrının yemeklerle ilgisi yoktur.
Kesin tanı, endoskopi ve biyopsi yapılarak histopatolojik tanı ile konmaktadır.
Küratif Tedavi
Mide kanserinin küratif tedavisi cerrahi olarak mide rezeksiyonu ve rejional lenf ganglionlarının diseksiyonudur. Mide kanseri çok geç semptom verdiğinden teşhis konduğunda hastaların %30’u küratif tedavi şansını yitirmiştir.
Palliatif Tedavi:
Ameliyat öncesindeki incelemeler hastalığın yaygın ve uzak metaztaslarının olduğunu gösteriyorsa palliatif tedavi olarak endoskopik lazer fülgration yapılarak obstrüksiyon geçici olarak ortadan kaldırılabilir veya kanama bu yolla kontrol altına alınabilir.
Kemoterapi:
Yaygın mide kanserli hastalarda kemoterapinin etkisi çok azdır. Kemoterapatik olarak 5 fluorouracil (5FU), Mitomyocin C ve Doksorubisin veya Adriamisin kombinasyonu kullanılmaktadır.
Midenin Diğer Tümörleri
Radyoterapi:
Postoperatif radyoterapi veya kemoradyoterapi uygulanan hastalarda lokal nüks azalmakta ve 5 yıllık yaşam artmaktadır.
Lenfoma:
Gastrointestinal lenfomaların %50’si midede görülür. Mide malign tümörlerinin %4’ünü Non – Hodgin lenfoma teşkil eder. Mide lenfomaları 60 – 70 yaşlarında daha çok görülür.
Karsinoid Tümör
Midede karsinoid tümör çok nadir olarak görülür. Küçük karsinoid tümörler asemptomatiktir. Büyük tümörlerde ülserasyon oluşabilir.
Mide Sarkoması
Mide sarkomasının büyük kısmını leiomyosarkoma oluşturur. Angiosarkoma ve fibrosarkoma çok nadirdir.