İntramüral tümörler değişik oranda düz kas ve fibröz doku içeren solid kitleler ve kistlerdir. İntramüral tümörlerin yarısından fazlasını leiyomiyomlar oluşturur, ayrıca fibroma, miyoma, fibromiyoma, lipomiyoma, mixoma, lipoma, nörofibroma, hemangioma, osteokondroma, granüler hücreli miyoblastoma, glomus tümörleri ile konjenital ve edinsel retansiyon kistleri de görülür.
Leiyomiyomlar en sık görülen özofagus selim tümörleridir. En fazla görüldüğü yaş 38 yaş civarıdır. Düz kaslardan geliştiği için %90’ı özofagusun alt 2/3 ünde oluşur. Erkeklerde kadınlardan iki misli fazla gelişir. Genellikle soliter oval tümörlerlerdir, lümene doğru büyürler üzerlerindeki mukoza sağlamdır ve kolaylıkla hareket ettirilebilir. Disfaji ve ağrı en sık görülen belirtleridir. Kanserden ayırmada özofagoskopinin önemi büyüktür. Özofagoskopi sırasında biyopsi yapılmamalıdır, biyopsi enükleasyon sırasında perforasyon gelişmesine zemin hazırlar.
İntralüminal lezyonlar saplı veya polipoid kitlelerdir, çoğunlukla submukozadan gelişip lümene doğru büyürler ve normal stratifiye sküamöz epitelyum ile kaplıdırlar.
İntamural lezyonlar enükleasyonla çıkartılmalıdır, enükleasyon işlemi torakotomi, torakoskopi ile yapılabilir.
Cerrahi tedaviyi takiben yaklaşık % 12 ila 22 arasında 5 yıl sağ kalım olur.
Özofagus kanseri, tüm kanserlerin %1’i, sindirim sistemi kanserlerinin de % 4’ü civarında görülür.
Skuamöz hücreli kanserin etyolojisinde: fazla miktarda tütün ve alkol kullanımıdır.
Özofagus adenokarsinomunun risk faktörleri gastroözofageal reflü ve Barrett özofagusu varlığıdır.
Skuamöz hücreli karsinom ve adenokarsinom özofagus karsinomunun en çok görülen iki tipidir.
Disfaji ve kilo kaybı özofagus kanserli hastalarda en sık görülen belirtilerdir.
Özofagus Kanserinin Klinik Bulguları
Baryumlu özofagus pasaj grafilerinde lümende lezyon seviyesinde daralma proksimalinde genişleme görülür.
Toraks ve batın bilgisayarlı tomografileri (BT) ile lokal invazyonlar, adenopatiler ile akciğerler ve karaciğere olan uzak metastazlar araştırılır.
Endoskopi lezyonu ve ardındaki bölge ile mideyi tümüyle değerlendirmede çok faydalıdır, biyopsi yapılmasına olanak sağlar, ayrıca hastalığın sık görüldüğü ülkelerde taramalarda yararlıdır.
Endosonografi ile tümörün değerlendirilmesi evrelendirmede çok önemlidir.
Günümüzde kullanılan Kansere Karşı Uluslararası Birliğin (UICC) 1988 yılındaki evrelendirmesine göre özofagus kanseri, bölgesel nodal ve uzak metastaz yokluğunda tümör in situ iken Evre 0’da, tümör lamina propria veya submukozayı invaze ettiğinde Evre I’de, tümör muskularis propria ve adventisyayı invaze ettiğinde Evre IIA’dadır. Sadece bölgesel lenf bezlerinde metastaz olduğunda, muskularis propriayı invaze edecek derinlikte olan tümörler (T 1, 2) Evre IIB dedirler. Adventisyayı invaze eden bölgesel lenf bezlerinde metastazı olan tümörler ile komşu yapılara invaze olan tümörler Evre III dedirler. Uzak metastazı olan tümörler Evre IV’dedirler.
Özofagus kanserleri cerrahi tedavi, radyoterapi, kemoterapi veya bu metodların kombinasyonları ile tedavi edilir. Rezektabilite çok iyi tayin edilmelidir, nonrezektabilite kriterleri trakeobronşial yapıların ve aortanın direkt invazyonu ile N.rekürrens paralizisi, Horner sendromu, devamlı spinal ağrı, diyafragma felci, fistül oluşması, 9 cm’den uzun tümör boyu, özofagus aksının anormalliği, % 20’den fazla kio kaybı, çok sayıda lenfatik metastaz ve uzak metastaz varlığıdır.
Özofagus kanserinin cerrahi tedavisinde küratif veya palyatif rezeksiyonlar ile rezektabl olmayan tümörlerde bypass işlemleri uygulanır.